19 Ekim 2014 Pazar

Rus Sinema Tarihi (The History of Russian Cinema)

İnsanlık tarihi, insanın hayatını ve yaşam biçimini kökten değiştirmiş birçok olaya şahit olmuştur. 1917 Ekim Devrimi bu örneklerden biridir. Bolşevik Devrimi ya da Rus Devrimi sonucu Geçici Hükumet yerine Lenin önderliğindeki Bolşevikler hâkimiyeti ele almıştır.

            Toplumsal değişimler hayatı her alanda etkiler. Sanat da bu değişim sahasına dâhildir. Rusya’da devrim sonrası sinema başka bir kimliğe bürünür ve sinemanın elini güçlendiren en önemli değerlerden biri olan propaganda sineması, “Devrim Sineması” denilen süreçte en güzel örneklerini verir. Henüz yeni bir sanat dalı olan sinemanın kitleleri etkileyen yapısı fark edilmiştir. O güne kadar, yani devrimlerden önceki Çarlık dönemi Rusya’sında sinema daha çok saray hayatını anlatan ve toplumsal gerçekçilikten uzak yapısıyla var olmuştur.  Devrimden sonra ise devletin de destekleyeceği yüksek bütçeli projelerle yeni ideolojiyi yaymak için araç olarak kullanılmıştır. Yıllar sonra Adolf Hitler’in de yapacağı gibi.

(Battleship Potemkin / Bronenosets Potyomkin / Potemkin Zırhlısı - 1925)

            Bu faydacı amaç uğruna Devrim Sineması yönetmenlerinin işin sanatsal yönünü hiçe saydıklarını söyleyemiyoruz. 1919 yılında açılan Sovyetler Birliği Devlet Sinematografi Enstitüsü birçok unutulmaz filmin sahibi olacak sanatçıları yetiştirirken, sinemanın gelişimine katkısı olacak deneyler yürütmüştür. Bunlardan Lev Kuleşov’un yaptığı deney aslında Devrim Sinemasının karakteristik özelliğine de vurgu yapar. Deneyde bir aktör ve art arda gelen yemek cenaze, yemek gibi farklı kadrajlar yer alır. Seyirci bunu izlerken bir önceki planla bir sonraki planı ilişkilendirerek oyuncunun aç olduğunu ya da acıktığını düşünür. Oysa oyuncu aynı haldedir. Kuleşov anlatılmak isteneni verirken önemli olanın oyuncu değil, kurgu olduğunu ortaya koyar.

(Kuleshov Effect / Kuleşov Deneyleri)

            Devrim Sineması şüphesiz modern sinemayı, hatta modern sanatı etkileyecek nitelikte insanlar yetiştirmiştir. Bunlardan en önemlileri arasında Sergey Ayzenştayn, Vsevolod Pudovkin, Dziga Vertov gibi isimleri sayabiliriz.

            Sergey Ayzenştayn’ın 1925 yılında yaptığı Potemkin Zırhlısı filmi, günümüzde hala şimdiye kadar yapılmış en iyi propaganda filmlerinden biri olarak gösterilir. Filmde Potemkin Zırhlısı Ayaklanması konu edilmiştir. Askerlerin yaşam koşulları ve subayların da kötü muamelesi buna eklenince askerler isyan çıkarır, gemiyi ele geçirerek kızıl bayrağı çekerler. Film propaganda amacıyla çekilmesi rağmen Ayzenştayn’ın etkileyici kurgu yeteneği sayesinde unutulmazlar arasında yerini almıştır.

            Bir başka önemli Devrim Sineması eseri olarak Vsevolod Pudovkin’in, Maksim Gorki’nin önemli romanından uyarladığı Ana adlı filmdir. Filmde Ana karakteri, kocası öldükten sonra Pavel ile yani oğluyla birlikte yaşamaya başlar. Pavel’in fikirleri değişmeye başlamıştır. Her akşam arkadaşlarıyla evde toplanıp sosyalizm, işçi hakları gibi meseleler üzerine konuşurlar. Ana da bu sosyal çevreyi gittikçe tanımaya başlar Onlarla yakınlaştıkça sosyalizm fikrini de benimser. En son bu uğurda can verir. Filmde emektar, fedakar Rus kadınının oğluna ve sosyalizme olan sadakati işlenmiştir.

(Matb / The Mother / Ana - 1925)



            Bu iki filmde de ses yoktur. Fakat bunun eksikliğini hissetmek mümkün değildir. Rus devrim sinemacıları görüntüyü ustaca kullanarak bugün için bile örnek olabilecek bir anlayış içinde olmuşturlar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder